100 yıllık Cumhuriyet dönemi sürecinde en büyük kaynağımız ise eğitimli insanlarımız oldu. Öğretmenlerimiz oldu.

Bugün ise ülkemizdeki mevcut durum nedeniyle sıkıntı çeken bir gençlik var. Ekonomik sıkıntılar nedeniyle geçinemeyen bir kesim halk var. Okuyup, eğitim alan ve ama yurt dışında Türkçe eğitim aldıkları gerekçesiyle diplomaları Türkiye Cumhuriyeti’nin bir kamu organı olan Yüksek Öğretim Kurulu tarafından kabul edilmeyen on binlerce gencimiz var.

Anayasa ve uluslar arası andlaşmalara rağmen bu durumu siyasi malzeme yapıp, gençlerin “Türkçe okumak suç mu?”  seslerine kulak tıkayanlar var. İktidar susup duruyor. Muhalefet bu olayları dillendirmiyor. Gündeme taşımıyor.

Gençler, dert anlatacak, dertlerine çare olacak ve eğitimli insan gücünü, Türkiye’nin ekonomik gücüne katacak siyasi güç arıyorlar. Diyorlar ki;

Oysa ki bizler, inancımız gereği “oku” diye başlayan İslam Dini ve kitabı Kuranı Kerimi benimsemiş insanlarız.

Yine, “bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum” diyen halifemiz var.

Yine, “ilim Çin’de de olsa gidin öğrenin” diye okumayı ve eğitimi bizlere farz kılan Peygamberimiz Hz. Muhammet Mustafa’mız var (SAV).

Peki, bu denklik meselesinde gelinen son durum ne? diye merak edenlere hatırlatma yapalım.

Lüblanlı gelmiş, “ben hukuk okudum” demiş, Türk gençlerine “sen Türkçe eğitim alamazsın” bahanesiyle hukuk eğitimini kabul etmiyor. Lüblanlı kişiye ise Denklik vermiş.

İran’da, Lübnan’da, Suriye’de Tıp eğitimi aldığını söyleyenlere “Tamam” diyen YÖK, Türk gencine “sen yurt dışında Türkiye’de ÖSS sınavına girmeden okumuşsun” diye diplomasını tanımıyor, denklik vermiyor. Hastanelerimiz ve Aile sağlık ocakları YÖK’ün bu tanıma verdiği yabancılarla dolu.

Yabancılara yeşil ışık, Türk gençlerine Kırmızı ışık yakan YÖK, iddialara göre yaptığı bu işlemlerle ilgili olarak kendisi aleyhine dava açanların davalarının ret edilmesi içinde Adliyelerde hakimlere brifing verip, “biz kabul etmedik, sizde davaları ret edin” diye söylemlerle Türk gençlerine ceza veriyor. Yani, hür ve bağımsız olan adalete, yargılamaya fesat karıştırıyorlar.

Bugün öğretmenler günü olduğu için bu gerçekleri bir kez daha tekrarlamak istedim. Yazık bu insanlara, YÖK, eğitim almadan önce “evet ben bu üniversiteyi tanıyorum. Gidip okuyabilirsin” diye belge veriyor. Sonra aynı YÖK, diplomasını alıp gelen öğrencilere “ben senin diplomanı tanımıyorum” diye Anayasal kazanımları ve insan haklarını yok sayan kararlara imza atıyormuş.

Yazık, bu memleket sahipsiz mi?

2002’de AK Parti’yi insanlarımız. YÖK’ün katı tutumları ve “türbanla kız öğrenciler eğitim alamaz” mantığı ile baskıcı rejimize isyan edip, zaten bu yüzden AK Parti’ye oy verip, “bizim derdimizi ancak bu insanlar anlar” diye iktidar yapmadı mı?

Peki, şimdi bu yurt dışı eğitimli ilgili YÖK’ün katı tutum ve engeli neden? Türkiye’de Türkçe eğitim almak ne zamandan beri suç?

Diploma Denklik Mağdurları Derneği, Ankara Ulus Meydanı’nda taleplerini dile getirdi. Dernek Başkanı Ahmet Özdemir, “Denklik sorunun çözümü çok basit: Lizbon Sözleşmesi uygulandığında, yedi bölgede kurulacak intibak komisyonlarının belirleyeceği fark dersi ve staj ile bu sorun çözülebilir ve bizler de başka ülkelere hizmet etmek yerine kendi vatanımıza hizmet etme imkânı bulacağız” dedi.